Arapça kökenli bir kelime olan kifayetsiz, yetersiz anlamına gelmektedir. Yine Arapça kökenli bir kelime olan muhteris ise aşırı tutkulu, açgözlü ve hırslı manasındadır. Kifayetsiz Muhteris de bir kişinin alanında uzman olmamasına ve hiçbir şey bilmemesine (yetersiz) rağmen gözünün sürekli yukarılarda olması olarak tanımlanabilir. Kısaca, yetkinliği ve bilgi seviyesi yetersiz olduğu halde yükseklere tırmanmak için çırpınan ve kendini dev aynasında gören kişidir.
Eğer bu özelliklere sahip değilseniz ne mutlu size, çünkü muhtemelen iş ve özel hayatınızda bu tür insanlara rastlıyor ve onları anlamakta güçlük çekiyor olabilirsiniz.
Kifayetsiz muhteris İngilizce’de “confidence of the incompetent” yani yeteneksizin güveni ya da cahil cesareti olarak geçmektedir. Kifayetsiz muhterisi daha iyi anlamak için Dunning-Kruger etkisini ya da sendromunu incelemek en doğru yöntem olacaktır.
Dunning-Kruger Etkisi
Dunning-Kruger etkisi, insanların gerçekte olduğundan daha akıllı ve daha yetenekli olduklarına inandıkları bir tür bilişsel önyargıdır. Esasen, düşük yetenekli insanlar kendi yetersizliklerini tanımak için gerekli becerilere sahip değildir. Zayıf öz farkındalık ve düşük bilişsel yeteneğin birleşimi, onların kendi yeteneklerini abartmasına neden olmaktadır.
Dunning-Kruger etkisi, birçok insanın bildiği “aptalların kendi aptallıklarına karşı kör olduğu” gerçeğinin bilimsel bir açıklamasıdır.
Dunning-Kruger Etkisine Genel Bakış
Bu fenomen, belki de bir tatilde aile eşrafınızla ya da arkadaşlarınızla yemek masasının etrafında sohbet ederken deneyimlediğiniz bir şey olabilir. Yemek boyunca masadakilerden birisi; uzun uzun bir konu hakkında konuşmaya başlar, büyük bir özgüvenle ve belki de kibirle kendi fikrinin haklılığını ve diğer herkesin fikrinin aptalca, bilgisizce ve yanlış olduğunu söyler. Odadaki herkesin bu kişinin ne hakkında konuştuğuna dair hiçbir fikri olmayabilir, ancak yine de kendi cehaletinden açıkça habersiz davranır.
Dunning-Kruger etkisi, Cornell Üniversitesi psikologları David Dunning ve Justin Kruger’in 1999 tarihli bir makalesine dayanıyor. Yaptıkları deneysel çalışmada katılımcıları mantık, dilbilgisi ve mizah üzerinde test ettiler ve düşük performans gösterenlerin kendi becerilerini ortalamanın çok üzerinde derecelendirdiğini tespit ettiler.
David Dunning ve Justin Kruger, Dunning-Kruger Sendromu ile 2000 yılında Nobel ödülü kazandılar.
Araştırma
Örneğin bir deneyde Dunning ve Kruger, 65 katılımcıdan farklı şakaların ne kadar komik olduğunu değerlendirmelerini istedi. Katılımcılardan bazıları diğer insanların neyi komik bulacağına karar vermede son derece yetersizdi. Yine de bu kişiler kendilerinin mükemmel mizah anlayışına sahip olduklarını ifade ettiler.
Araştırmacılara göre, beceriksiz insanlar sadece kötü performans göstermemekte, aynı zamanda kendi çalışmalarının kalitesini doğru bir şekilde değerlendirememektedir. Sınavlarda başarısız puan alan öğrencilerin bazen çok daha yüksek bir puanı hak ettiklerini hissetmelerinin nedeni de budur. Kendi bilgi ve yeteneklerini abartırlar ve performanslarının zayıflığını bir türlü göremezler.
Düşük performans gösteren kişiler, diğer insanların beceri ve yetkinlik seviyelerini tanıyamazlar; bu da kendilerini sürekli olarak diğerlerinden daha iyi, daha yetenekli ve daha bilgili olarak görmelerinin bir nedenidir.
Bu etkinin insanların inandıkları şeyler, aldıkları kararlar ve yaptıkları eylemler üzerinde derin bir etkisi olabilir. Dunning ve Ehrlinger bir çalışmada; kadınların bir bilim yarışmasında erkeklere eşit performans gösterdiğini, ancak kadınların erkeklerden daha az bilimsel akıl yürütme yeteneklerine sahip olduklarına inandıkları için performanslarını hafife aldıklarını keşfetti. Araştırmacılar ayrıca bu inancın bir sonucu olarak, bu kadınların bir bilim yarışmasına katılmayı reddetme olasılıklarının daha yüksek olduğunu buldu.
Dunning ve meslektaşları; katılımcılara siyaset, biyoloji, fizik ve coğrafya da dahil olmak üzere çeşitli terimlere aşina olup olmadıklarını sordukları deneyler de yaptılar. Konuyla ilgili gerçek kavramların yanı sıra, tamamen oluşturulmuş terimleri de sorguladılar.
Bu tür bir çalışmada, katılımcıların yaklaşık %90’ı uydurma terimler hakkında en azından biraz bilgi sahibi olduklarını iddia etmiştir. Dunning-Kruger etkisi ile ilgili diğer bulgularla tutarlı olarak, bazı katılımcılar bir konu hakkında bilgileri olduklarını iddia ettikçe, anlamsız terimlere aşina olduklarını iddia etme olasılıkları da armaktadır. Dunning’in belirttiği gibi; cehaletle ilgili en büyük sorun, tıpkı uzmanlık gibi hissettirmesidir.
Dunning-Kruger Etkisinin Nedenleri
Peki bu psikolojik etkiyi açıklayan nedir? Bazı insanlar düşündükleri kadar yetenekli ve zeki olmadıklarını anlamak için neden bu kadar kör?
Dunning ve Kruger, bu fenomenin “çift yük” olarak adlandırdıkları şeyden kaynaklandığını öne sürüyor. İnsanlar sadece beceriksiz değildir; beceriksizlikleri onları ne kadar beceriksiz olduklarını anlamaları için zihinsel yeteneklerden uzaklaştırır.
Beceriksiz insanlar:
- Kendi beceri seviyelerini abartır.
- Diğer insanların gerçek beceri ve uzmanlıklarını tanıyamaz.
- Kendi hatalarını ve beceri eksikliklerini fark edemez.
Dunning; bir görevde iyi olmak için gerekli olan bilgi ve becerilerin, bir kişinin o görevde iyi olmadığını anlaması için ihtiyaç duyduğu niteliklerin aynısı olduğuna dikkat çekmiştir. Eğer bir kişi bu yeteneklerden yoksunsa, sadece o görevde kötü değil; kendi yetersizliğinden de habersiz kalır.
Beceri Eksikliğini Tanıma
Dunning, beceri ve uzmanlıktaki eksikliklerin iki yönlü bir sorun yarattığını ileri sürmektedir. Birincisi, bu açıklar insanların yetersiz oldukları alanda kötü performans göstermelerine neden olur. İkincisi, hatalı ve eksik yönlerini göremezler.
Üstbiliş Eksikliği
Dunning-Kruger etkisi aynı zamanda üstbilişteki güçlüklerle veya geri çekilip kişinin dışarıdan kendi davranış ve yeteneklerine bakma yeteneği ile de ilgilidir. İnsanlar kendilerini sadece kendi sınırlı ve oldukça öznel bakış açılarıyla değerlendirebilirler. Bu sınırlı bakış açısıyla kendilerini son derece yetenekli, bilgili ve diğerlerinden daha üstün görürler. Bu nedenle, insanlar bazen kendi yetenekleri hakkında daha gerçekçi bir görüşe sahip olmak için mücadele ederler.
Biraz Bilgi Aşırı Güvene Neden Olabilir
Katkıda bulunan bir başka faktör, bazen bir konu hakkındaki küçük bir bilginin, insanların yanlışlıkla, bilmesi gereken her şeyi bildiğine inanmalarına neden olabilmesidir. Bir kişi bir konu hakkında en ince farkındalığa sahip olabilir, ancak Dunning-Kruger etkisi sayesinde bir uzman olduğuna inanır.
Etkiye katkıda bulunabilecek diğer faktörler, sezgilerimizi kullanmamıza veya hızlı bir şekilde karar vermemize izin veren zihinsel kısayollarımızı ve sahip olduğumuz kalıpları arama eğilimimizi içerir. Zihinlerimiz, günlük olarak ele aldığımız farklı bilgi dizisini anlamaya çalışmak için hazırlanmıştır. Karışıklığı kesmeye ve bireysel dünyalarımızdaki kendi yeteneklerimizi ve performansımızı yorumlamaya çalışırken, ne kadar iyi olduğumuzu doğru bir şekilde yargılamak için bazen tamamen başarısız olmamız şaşırtıcı olmayabilir.
Dunning-Kruger Etkisinden Kimler Etkilenir?
Ne yazık ki, hepimiz etkilenebiliriz. Çünkü ne kadar bilgili ya da deneyimli olursak olalım, herkesin bilgisiz ve yetersiz oldukları alanlar vardır. Birçok alanda akıllı ve yetenekli olabilirsiniz, ancak hiç kimse her konuda uzman değildir.
Gerçek şu ki, herkes bu fenomene karşı hassastır ve aslında çoğumuz muhtemelen şaşırtıcı bir şekilde bunu deneyimliyoruz. Bir alanda gerçek uzman olan kişiler, zeka ve bilgilerinin daha az aşina oldukları diğer alanlara taşındıklarına yanlışlıkla inanabilirler. Örneğin, parlak bir bilim adamı çok kötü bir yazar olabilir. Bilim insanının kendi beceri eksikliklerini tanıması için, gramer ve kompozisyon gibi şeyler hakkında iyi bir çalışma bilgisine sahip olması gerekir. Bunlar eksik olduğu için, bu örnekteki bilim adamı kendi zayıf performansını tanıma yeteneğinden de yoksun olabilir.
Dunning-Kruger etkisi düşük IQ ile eşanlamlı değildir. Terimin farkındalığı arttıkça, “aptal” ile eş anlamlı olarak yanlış kullanımı da artmıştır. Sonuçta, başkalarını yargılamak ve bu tür şeylerin sizin için geçerli olmadığına inanmak kolaydır.
Eğer beceriksiz olanlar uzman olduklarını düşünüyorsa, gerçek uzmanlar kendi yetenekleri hakkında ne düşünüyor? Dunning ve Kruger, yetkinlik spektrumunun en üstündeki kişilerin kendi bilgi ve yetenekleri hakkında daha gerçekçi görüşlere sahip olduklarını keşfetti. Bununla birlikte, bu uzmanlar aslında diğerlerinin yaptıklarına göre kendi yeteneklerini küçümseme eğilimindeydi.
Esasen; bu en yüksek puan alan bireyler, ortalamadan daha iyi olduklarını bilirler, ancak performanslarının diğerlerine kıyasla ne kadar üstün olduğuna ikna olmamışlardır. Bu durumda sorun, uzmanların ne kadar bilgili olduklarını bilmemeleri değil; herkesin de bilgili olduğuna inanma eğilimindedirler.
Dunning-Kruger Etkisinin Üstesinden Gelmenin Bir Yolu Var Mı?
Hepimiz Dunning-Kruger etkisini deneyimlemeye eğilimli olsak da, zihnin nasıl çalıştığı bilmek ve hepimizin duyarlı olduğu hatalar hakkında daha fazla bilgi edinmek, bu tür kalıpları düzeltmek için bir adım olabilir.
Dunning ve Kruger bir konudaki deneyim arttıkça güvenin tipik olarak daha gerçekçi seviyelere düştüğünü ileri sürmektedir. İnsanlar ilgi alanları hakkında daha fazla şey öğrendikçe, kendi bilgi ve yetenek eksikliğini fark etmeye başlarlar. Daha sonra insanlar daha fazla bilgi edindikçe ve aslında bir konuda uzman olduklarından, güven düzeyleri bir kez daha artmaya başlar.
Peki, kendi öz değerlendirmenize güvenebileceğinizden emin değilseniz, belirli bir alanda kendi yeteneklerinizi daha gerçekçi bir şekilde değerlendirmek için ne yapabilirsiniz?
- Öğrenmeye ve pratik yapmaya devam edin: Bir konu hakkında bilmeniz gereken her şeyi bildiğinizi varsaymak yerine, daha derine inmeye devam edin. Bir konu hakkında daha fazla bilgi edindikten sonra, hala ne kadar öğreneceğinizin farkında olmanız daha olasıdır.
- Diğer insanlara nasıl yaptığınızı sorun: Bir başka etkili strateji, diğerlerinden yapıcı eleştiri istemektir. Bazen duymak zor olsa da, bu tür geri bildirimler başkalarının yeteneklerinizi nasıl algıladığı konusunda değerli bilgiler sağlayabilir.
- Ne bildiğini sor: Daha fazla öğrenip geri bildirim alsanız bile, zaten bildiğinizi düşündüğünüzü onaylayan şeylere dikkat etmek kolay olabilir. Bu, doğrulama yanlılığı olarak bilinen başka bir psikolojik önyargı örneğidir. Bu eğilimi en aza indirmek için inançlarınızı ve beklentilerinizi sorgulamaya devam edin. Fikirlerinize meydan okuyan bilgileri arayın.
0 Yorum