Kullandığımız bazı ortak atasözleri ve deyimlerin 2.000 hatta 3.000 yıl öncesine dayanması oldukça şaşırtıcı. Birçoğu antik Yunanistan ve Roma gibi büyük medeniyetlerden geliyor.
1. Tüm yollar Roma’ya çıkar.
2.000 yıldan fazla bir süre önce yapılmış olmasına rağmen, Roma’yı Brindisi’ye bağlayan Appian Yolu’nun bazı bölümlerini hala görebilirsiniz.
Romalılar İngiltere’den, İspanya ve Kuzey Afrika’ya ve doğusundan Tuna Nehri ve Dicle-Fırat Nehir Sistemine kadar uzanan yaklaşık 50.000 mil (80.000 kilometre) yol inşa ettiler. İlk büyük yol, Appian Yolu, MÖ 312’de inşa edilmiştir. İmparator Ceaser Augustus, Roma’nın merkez forumunda Milliarium Aureum (altın kilometre taşı) adlı bir anıt dikti ve 80.000 km boyunca tüm mesafeler bu noktadan ölçüldü. Yani tüm yolların merkez noktası Roma’ydı.
Günümüzde, bu ifade bir sonuca ulaşmak için birden fazla yolun olduğu anlamına gelir.
2. Pandoranın Kutusu
Birisi Pandora’nın kutusunu açmaktan bahsettiğinde, bu iyi bir şey olmasa gerek. Pandora’nın kutusu bir sıkıntı kaynağıdır. Örneğin, patronunuzla tartışmaya başlarsanız, arkadaşlarınız Pandora’nın kutusunu açtığınızı söyleyebilir.
Bu ifade, Yunan mitolojisine göre yeryüzündeki ilk kadın Pandora’nın hikayesinden geliyor. Masalda, tanrıların babası Zeus, Pandora’yı bir ceza olarak yarattı; çünkü kuzeni Prometheus, Zeus’un emirlerine karşı gelerek insana ateşi verdi. Tanrılar ve tanrıçalar Pandora’ya güzellik ve çekicilik gibi olumlu hediyeler verirken, ona merak ve ikna gibi iyi ya da kötü için kullanılabilecek nitelikler de verdi.
Pandora’ya Zeus’un açmamasını söylediği bir kavanoz da verildi. Ama merakı yüzünden onu açtı, bunun üzerine insanlığın savaş, kıtlık gibi tüm sıkıntılarını salmış oldu. Hikayenin bazı versiyonlarında Pandora vazoyu (kutuyu) kapatmaya çalıştı, ancak korumayı başardığı tek şey “umut” oldu.
Pandora’nın hikayesi bir mittir, ileride olacak kötü şeylerin başlangıcını açıklamak için bir ifadedir.
3. Carpe Diem (Günü Yakala)
Robin Williams, bu motivasyonel Latince ifadeyi 1989’da “Ölü Ozanlar Derneği” filmindeki İngilizce sınıfının sloganı yapmakla ünlendirdi. Ancak; bu kesinlikle popülaritesinin başlangıcı değildi. Cümle, M.Ö. birinci yüzyılda Lirik şair Horace, yani Quintus Horatius Flaccus tarafından kaleme alındı.
“Biz konuşurken kıskanç zaman kaçıyor; günü kopar, geleceğe güvenme.” cümlesini okuduğunuzda tam anlam netleşir. Bugünden en iyi şekilde yararlanın, çünkü yarın ne olacağının garantisi yoktur. Ve sen var olsan bile, yarının nasıl olacağını kim bilebilir?
4. Birisine Yağ Çekmek (Yağlamak)
Birini aşırı derecede gururlandırmak için kullanılır, genellikle bu kişiler sizin için bir şeyler yaparlar. Örneğin, arkadaşınıza şöyle diyorsunuz: “Bu elbise çok güzel ve sana çok yakışmış! Ve saçların da çok hoş görünüyor!”. Arkadaşınız şöyle cevap verebilir, “Beni neden yağlıyorsun?”. Muhtemelen ondan bir şey isteyeceksinizdir.
Bu ifadenin kökeni, insanların kendilerinden iyilik istemek için çeşitli tanrıların heykellerine ghee yağı sürmesinden geliyor. Bu uygulamanın eski Hindistan’da olduğu iddia ediliyor. Tibet’te, yeni yıl geldiğinde tereyağı heykelleri hazırlamak için daha eski bir gelenek var; heykeller gelecek yıl mutluluk ve barış getirmek için bir araç olarak görülmüştür .
Ancak, bazıları ifadenin Hint geleneğiyle hiçbir ilgisi olmadığını savunuyor. Bunun yerine, daha basit bir açıklama yapıyorlar. Bir parça ekmek üzerine pürüzsüz tereyağı yaymak, birine güzel kelimeler yaymak gibidir.
5. Aşil’in Topuğu
Bir şey “Aşil’in topuğu” olduğunda, genel gücüne rağmen potansiyel olarak başarısızlığa neden olabilecek bir hata veya zayıflık göstergesidir. Zayıflık fiziksel olabilir: “O bir yıldız oyun kurucu, ama yaralanmaya eğilimli. Fırlatma kolu Aşil’in topuğu gibi.” ya da duygusal veya zihinsel olabilir: “O iyi bir yazar, ama imla tarafı tam Aşil’in topuğu. “
Bu ifade Yunan mitolojisinden, özellikle Aşil adında bir adamdan geliyor. Aşil’in annesi onu bir bebek olarak Styx nehrine daldırdı, bu ona aşırı güç ve ölümsüzlük kazandırdı. Truva Prensi Paris’in onu topuğundan bir okla vurup öldürdüğü güne kadar Truva Savaşı dahil en iyi Yunan savaşçısıydı. Ama ölümsüz değil miydi? Annesi onu bir bebek olarak nehre daldırdığında, o nehrin büyülü sularında tek ıslanmayan yeri topuğuydu.
0 Yorum